Kurabiye Canavarı Polo
KURABİYE CANAVARI POLO
Ali Bey ve ailesi, yorucu şehir hayatından köy hayatına taşınalı henüz çok olmamış. Köyü tanımak için sık sık yürüyüşlere çıkan Ali Bey ve ailesi çok mutlu ve huzurluymuş. Köyde birçok insan tanımış ve arkadaş olmuşlar. Çocuklar hayvanlarla çok keyifli vakit geçiriyor ve en taze, en doğal yiyecekleri yiyorlarmış.
Bir gün komşuları Ali Bey ve ailesini akşam evlerin davet etmiş. Ali Bey’in eşi Seda Hanım komşularını ziyarete giderken götürmek için en sevilen kurabiyesini yapmaya karar vermiş. Cevizli ve çikolatalı olan bu kurabiye yiyen herkesin en sevdiği kurabiye oluyormuş. Seda Hanım, özenle ve titizlikle bu kurabiyesini yapmış. Kısa bir süre sonra kurabiyenin kokusu her yanı sarmış. Bahçe bile bu muhteşem kurabiyeden kokuyormuş. Seda Hanım, kurabiyeyi soğuması için tezgâhın üzerine bırakmış ve bahçede oynayan çocuklarının yanına gitmiş. Çocukları ile güzel vakit geçiren Seda Hanım kurabiyeyi kontrol etmek için mutfağa gitmiş ancak gördükleri ile şok olmuş. Soğumaya bıraktığı kurabiyelerden eser yokmuş, hepsi yok olmuş. Tepsinin üzeri tertemizmiş. Sanki hiç kurabiye yapılmamış gibi. Seda Hanım, kurabiyeleri kimin aldığını bilmiyormuş ve bu duruma çok üzülmüş. Fakat komşularının yanına eli boş gitmek istemediği için yeniden kurabiye yapmaya koyulmuş. Yeniden yaptığı kurabiyeler ilk yaptıkları kadar lezzetli ve güzelmiş. Seda Hanım bu kez kurabiyeleri bir saklama kabına koyduktan sonra dolaba koymuş. Bu kez gelen kişinin kurabiyeleri alamayacağını düşünüyormuş.
Akşam eşi Ali Bey eve geldiğinde Seda Hanım olan biteni eşine anlatmış ve çok üzgün olduğunu söylemiş. Birilerinin bu güzel köyde hırsızlık yapabileceğine inanmak istemiyormuş. Ali Bey biraz beklemesini ve eğer birileri mutfaktan bir şey almaya devam ederse durumu başkaları ile paylaşmaları gerektiğini söylemiş. Beklemeye karar vermişler. Böylece yeniden yaptığı kurabiyeler ile birlikte ailece komşularına gitmişler. Güzel ve keyifli bir gecenin ardından evlerine geri dönmüşler. Kurabiyeyi tadan herkes çok lezzetli bulduğu için Seda Hanım çok keyifliymiş.
Bir süre sonra Seda Hanım’ın çocukları okula götürebilmek ve arkadaşlarına ikram edebilmek için annelerinden kurabiye istemişler. Seda Hanım, memnuniyetle o meşhur kurabiyesini yapmış. Kurabiyeyi soğuması için tezgaha bırakmış ve evinin temizlemeye başlamış. Birisinin yeniden kurabiyeleri almak için gelebileceğini hiç düşünmüyormuş. Ancak işi bitip mutfağa gittiğinde tepsinin bomboş olduğunu görmüş ve çok üzülmüş. Fakat çocukları için yeniden kurabiye yapmış. Bu kez kurabiyelerden sadece bir tanesini tezgahta bırakmış, diğerlerini saklama kabına koymuş ve beklemeye başlamış. Böylece kurabiyenin kokusunu alıp gelen kişiyi görebilecekmiş. Kısa bir süre sonra da çok şaşırtıcı bir şey olmuş. Bembeyaz, upuzun tüyleri olan, dili heyecanla dışarıda sallanan ufak bir köpek dikkatlice mutfağın kapısından içeri girmiş ve tezgahın üzerindeki kurabiyeyi aldığı gibi kaçmış. Seda Hanım bu duruma hem çok şaşırmış hem de çok gülmüş. Bahçeye çıkıp köpeği takip etmeye başlamış. Ufak köpek bir ağacın dibinde hızlı hızlı kurabiyeyi yiyormuş. Yediği eski kurabiyelerin kırıntısı da orada duruyormuş.
Seda Hanım akşam olduğunda olup biteni eşi ve çocuklarına anlatmış. Hepsi önce çok şaşırmış ardından da çok gülmüşler. Ertesi gün, Seda Hanım sırf köpek için kurabiye pişirmiş ve ailecek neler olacağını izlemeye başlamışlar. Kurabiyelerin kokusunu alan beyaz köpek hızla içeri girmiş ama aile ile karşılaşınca donup kalmış. Seda Hanım gülümseyerek kurabiyelerden birisini tatlı köpeğe uzatmış ve onu sevmeye başlamış. Köpek Seda Hanım’a hemen alışmış. Ali Bey ve çocuklarda tatlı köpeği sevmişler ve hepsi kısa sürede tatlı köpeğe alışmışlar. Köpeğin sahibi olmadığını öğrenen aile, tatlı köpeği ailelerine dahil etmişler ve ona Polo adını vermişler. Hatta onun için bir kulübe bile inşa etmişler. Seda Hanım ne zaman kurabiye yapsa birazını Polo için ayırıyormuş. Böylece kurabiye canavarı Polo ailenin yeni bir üyesi olmuş. Bütün aile köyde mutlu bir hayat sürmüşler.
MASAL SONU
Güzel masal.